X

istanbul travestileri kış aylarında nasıl beslenmelidir

İstanbul travestileri kış aylarında nasıl beslenmelidir

istanbul travestileri kış aylarında nasıl beslenmelidir

Mevsim geçişi ve kış aylarının yaklaşması ile hastalıklar baş göstermeye başladı. İstanbul travestileri bu hastalıklarla cenkmak için bağışıklığını güçlendirmek istiyor. Soğuklar bağışıklığımızı düşürüyor; nezle, grip şeklinde pek çok hastalığı da beraberinde getiriyor. Dünya sağlık Örgütü (DSÖ) geçen hafta gribin ‘güçlenerek’ geri döndüğü uyarısında bulunmuş oldu. Bizler de uzmanlardan bağışıklığımızı arttırmak için tavsiyeler aldık.
Kış aylarında metabolizmamızın yavaşlamasıyla bağışıklık sistemimiz zayıflıyor, hastalıklarla mücadele etmek zorlaşıyor. Geçen hafta özgürlük’e mevzuşan Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal da bu yıl grip vakalarının patlama yapmasının beklendiğine dikkat çekti ve “Solunum yolu enfeksiyonları başladı, gripte ilk vakalar çıktı ve Dünya sağlık Örgütü (DSÖ) uyarılarını yaptı” dedi. Elbet aşı yaptırmak grip karşısında elimizdeki en büyük güç ama bağışıklığımızı güçlü tutmak için başka dikkat etmemiz gerekenler de var.
Özellikle mevsim geçişlerinde düzenli uyku, dengeli beslenmek, vitamin desteği, yeteri kadar su içmek, egzersiz yapmak, temiz hava almak ve stresten uzak durmak şeklinde… Hem COVID-19 hem de grip riski hâlâ gündemimizdeyken uzmanlardan bu süreci en sağlıklı atlatmak için önerilerini istedik.
SONBAHARDA DİRENCİMİZİ ARTTIRACAK TARİFLER
hürriyet lezzetli yaşam yazarı, iç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya’dan…
‘Kaliteli uyku minimum su kadar önemli’
İç hastalıkları uzmanı Dr. Alev Özsarı
Doğru beslenin: Tam tahıllı ürünler, karbonhidrat, protein ve yağı dengeli tüketin. Sigara, alkol ve şekerden uzak durun. Antioksidan alın. Taze ve mevsiminde sebze-meyve yiyin.
Uykunuza özen gösterin: Kaliteli uyku, sağlığımız için minimum su içmek kadar önemlidir. İyi bir uykunun başlıca ölçüsü kişinin sabah dinç uyanması ve kendini gün içinde zinde hissetmesidir.
Açık havada yürüyün: Haftada en az üç gün egzoz dumanından uzakta, yeşil alanlarda yürüyüş yapın.
Düzenli egzersiz yapın: Hareket etmek bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, virüslerle ve bakterilerle cenkmayı kolaylaştırır.
Hareketsiz kalmayın: Bilgisayar başında ve hareketsiz çok süre geçirmeyin.
İlaçları bilinçli kullanın: Gereksiz ilaç, özellikle de gereksiz antibiyotik kullanımından kaçının.
Kendinizi aşırı derecede yormayın: Dinlenmek için kendinize vakit tanıyın.
Stresi yönetmeye çalışın: Vücudun stresi yok edebilmek için ürettiği bazı maddeler immün sistemde çöküş meydana getirebilir. Bundan dolayı stresten uzak kalmak ya da minimumından bunu yönetmeye çalışmak önemli.
Güçlü sosyal bağlar kurun: Sevdiklerinizle bolca vakit geçirin.
Olumlu düşünün: pozitif olmak insanı bedenen ve duygusal olarak rahatlatır.
‘Vitamin desteğini ihmal etmeyin’
Uzman Diyetisyen Nida Acar
* Beslenme planınızı belirlerken vitamin desteğini unutmayın.
* C vitamini: Portakal benzer biçimde turunçgiller, çilek, böğürtlen, limon, domates, lahana, ıspanak, yeşil biber, asma yaprağı şeklinde yeşil yapraklı sebzeler beslenmeye eklenmeli. Özellikle sabah saatlerinde alınmalı.
* E vitamini: Bitkisel yağlar, tahıl taneleri, yağlı tohumlar, soya, yeşil yapraklı sebzelerin her sabah tüketilmesi, güne daha enerjik başlamanıza sebep olur.
* Demir: Yetersizliğinde enfeksiyonlara karşı duyarlılık artar. Karaciğer ve öteki organlar, et, yumurta, deniz ürünleri ve tahılları beslenmeye eklemekte fayda vardır.
* Çinko: Yetersizliğinde hücresel bağışıklık azalır; bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonlarına kırılganlık artar. Et, yumurta, peynir ve Balık çinkodan zengindir.
* Selenyum: Antioksidan özelliği enfeksiyonlara karşı koruyucudur. Deniz ürünleri, karaciğer ve tam tahılların beslenmede tesiri oldukça önemlidir.
‘İlaç etkili gıda ve baharat kullanın’
Fitoterapi uzmanı Dr. Elif Güveloğlu
* Bağışıklık sistemimizi doğal yollarla güçlendirmek için ‘ilaç besin’ ve ‘ilaç baharat’ olarak tabir edilen ‘fonksiyonel gıdalar’dan yararlanabiliriz.
* Bunlara çekirdekli üzüm türleri, narenciye türleri, nar, çiğ soğan, bamya ve ekşimsi elma, lahana, karnabahar, brokoli, sarı ve siyah hardal tohumları, karabiber, acı biber, zerdeçal, zencefil, sumak, kişniş, kakule benzer biçimde örnekler verebiliriz.
* Kahvaltıya eklenen tere yada roka bağışıklık sistemimizi güçlendirir, kansere karşı korur. Akşam yemeklerinde bir parça çiğ soğan, acı lahana turşusu, tarhana çorbasına terbiye olarak icra ettiğimız sarımsak-zeytinyağı-sumak-salça-limon-kuru nane sosu ‘ilaç-besinler’dir.
* ayrıca arı ürünlerinden bal, arı poleni, perga (arı ekmeği) ve propolisin bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
‘Ihlamur, kuşburnu, adaçayı için’
İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya
* Havaların soğuması metabolizmamızı yavaşlatıyor, bağışıklığımızı düşürüyor. İhtiyacımız olan karbonhidrat, protein ve yağı yeterli ve dengeli bir halde alarak bağışıklığımızı koruyabiliriz.
* Kışın daha azca hareket eder ve üşürüz. Vücudumuz da kendini korumak için yağ dokusunu arttırmak ister. Bu yüzden yağlı besinlere eğilimimiz artar. Şeker şu demek oluyor ki karbonhidrat da hızla kan şekerimizi yükseltip vücut ısımızı arttırdığı için karbonhidratlara yöneliriz. Oysa mevsim geçişlerinde her besinden yeterli ve dengeli tüketmeliyiz.
* Bağışıklığımızı desteklemek için günde 2 su bardağı kadar yoğurt-kefir gibi süt grubundan ürün, kaliteli protein kaynağı tüketmeyi; mevsiminde taze, C vitamininden varlıklı sebze
ve meyvelerden faydalanmayı ihmal etmemeliyiz.
* Soğuk havalarda içimizi ısıtacak, hastalıklara karşı koruyacak, C vitamini içeren ıhlamur, kuşburnu, adaçayı şeklinde çaylar içebiliriz.
* Vücuttaki toksin maddeleri atmak için günde 8-10 bardak su içmeyi de ihmal etmemeliyiz.
* Her gün tertipli yürüyüş ve dışarı çıkamıyorsak evde kültür-fizik hareketleri yapmalıyız.
‘Çocuklarda ilk 1.000 gün eleştiri’
Çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Dicle Çelik
Bebeklerde ‘ilk 1.000 gün’ kavramı çok kritik. 2 yaş sonuna kadar katkısız, doğal beslenmesi hem gelişimi hem bağışıklığı açısından kıymetlidir.
Çocuğun ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesi ve mümkünse 2 yaşına kadar emzirmenin devam etmesi bağışıklığı destek sunar. Anne sütü eksikliğinde yada yoksunluğunda prebiyotikten zengin devam sütlerinin içirilmesi gerekir.
Aşıların yaşa uygun olarak eksiksiz yapılması, mümkünse ilk iki yılı antibiyotiksiz geçirmek,
ilk iki yıl tertipli, daha sonra da ihtiyaca nazaran
D vitamini takviyesi yapmak önemli.
Probiyotik zengini gıdaları noksan etmemeliyiz. Açık havada zaman geçirmek, etken spor, tertipli uyku ve hijyen kurallarına uymak da immün sisteminin sağlıklı gelişimi için önemli olan kriterlerden… Şişli travesti bu konulara dikkat ettiği sürece bu kışı sağlıklı geçirecektir.

pedro:
Related Post