1. Homofobi ve Transfobi Karşıtı Akdeniz Sempozyumu’nda konuşan Karin Karakaşlı, “LGBTİ’lerle tanışmanın, hareket ile temas kurmanın kendisi özgürleştirici bir deneyim. Yeni sorular ve sorgulamalar ile LGBTİ hareketi travestinin bu potansiyelini çok önemli buluyorum” dedi.
Mersin 7 Renk LGBTİ Derneği’nin düzenlediği Homofobi ve Transfobi Karşıtı Akdeniz Sempozyumu’nun ilki 9 Ekim’de başladı.
Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerinin de katkılarıyla oluşturulan sempozyumun ilk oturumunda “Medyanın Ötekileri” konuşuldu. Sempozyum açılış konuşmasını yapan, Mersin 7 Renk LGBTİ Derneği’nden Gizem Ondokuz, Mart 2013’te çalışmalarına başlayan oluşumun bir yıldır dernek olarak mücadeleyi sürdürdüğünü belirtti. Ondokuz, Mersin’deki çalışmalarının özetine ilişkin bir sunum yaptı.
Ondokuz’un açılış konuşmasının ardından başlayan oturumda KaosGL.org editörlerinden Yıldız Tar ve Agos gazetesinden gazeteci, yazar Karin Karakaşlı konuşma yaptı. Yeşilgazete’den Alper Tolga Akkuş’un moderasyonunu üstlendiği panelde; LGBTİ’lere ve Ermenilere dönük nefret söylemi, hak temelli habercilik ve alternatif yayıncılık deneyimleri konuşuldu.
“Kamu malının insan hayatından daha önemli olduğu bir yayıncılık”
Yıldız Tar, “travesti terörü” haberlerini hatırlatarak başladığı konuşmasında, “90’larda ve azalsa da günümüzde medyanın LGBTİ’leri yansıtış biçimi ile ötekileştirilen, ezilen diğer grupları yansıtış biçimi arasında ciddi paralellikler var” dedi.
Kobanê’ye dönük IŞİD saldırılarını protesto eylemlerinin haberleştirilme biçimini eleştiren Tar, “Kamu malının insan hayatından önemli görüldüğü bir dönemden geçiyoruz. Kobanê haberlerinde onlarca kişinin devlet şiddeti neticesinde öldüğü gerçeğini değil; ölenlerin ‘kamu malına zarar verdiği’ ifadelerini okuyor, görüyoruz. Hak temelli haberciliğin, insan hayatını ve haklarını odak alan bir yayıncılığın önemi bir kez daha açığa çıkıyor” dedi.
Tar konuşmasının devamında; nefret söylemi, ayrımcılık, magazinleştirme, nesneleştirme, homofobi ve transfobi gibi kavramlar üzerinden bir medya okuması yaptı, çeşitli örnekleri dinleyiciler ile paylaştı.
“Mühim olan Agos’un LGBTİ, Kaos GL’nin Ermeni haberciliği”
Ardından söz alan Karin Karakaşlı ise, Ermeni yayıncılığının tarihini aktardı. Osmanlı döneminde Ermenilerin yayıncılık faaliyetinde çok önemli bir yerde olduğunu hatırlatan Karakaşlı, Agos gazetesinin kuruluş sürecinden bugüne yaşananları da dinleyiciler ile paylaştı.
Ezilen, ötekileştirilen farklı gruplar arasındaki uçurum ve hücrelere kapanma halini eleştiren Karakaşlı, “Benim Ermenilerden bahsetmem mühim değil. Mühim olan benim LGBTİ haklarından bahsetmem; Kaos GL’nin ise örneğin Ermeni Soykırımı’ndan bahsetmesidir” dedi.
“Herkes için özgürlük potansiyeli…”
LGBTİ hareketinin diğer toplumsal hareketlere ve kimlik hareketlerine nazaran herkesi özgürleştirici potansiyeli olduğundan bahseden Karakaşlı, “LGBTİ’lerle tanışmanın, hareket ile temas kurmanın kendisi özgürleştirici bir deneyim. Yeni sorular ve sorgulamalar ile LGBTİ hareketinin bu potansiyelini çok önemli buluyorum” ifadelerini kullandı. Karakaşlı Kaos GL’nin “Eşcinsellerin kurtuluşu heteroseksüelleri de özgürleştirecektir” sözlerini hatırlattı.
Karakaşlı konuşmasında, Ermeni olmanın kendisinin bir küfür ve hakaret olarak kullanıldığına da değindi. Medyanın, konjonktüre göre Ermeniler üzerinden nefret söylemi geliştirdiğini hatırlattı.
Panel, dinleyicilerin sorularının cevaplanması ile sonlandı.