Pandemi sürecinde oldukça yıpranan istanbul travesti için bu durumdan kurtulmanın yollarını araştırdık. Koronavirüsün hayatımıza girdiği 1,5 yılı aşkın süreçte eskiden güvenli bir yer olarak bildiğimiz özgürce yaşadığımız dünyamızın çehresini, gözle görülmeyen ölümcül bir düşmanın her an peşimizde olduğu güvensiz bir yere dönüştürdüğünü belirten Uzm. Klnk. Psk. Töre Simge Korkut, 7’den 70’e herkesin bu süreçte kaygı duygusuyla az ya da çok karşılaştığını vurguladı.
“Kimimiz sınav öncesi, kimimiz geçirdiği bir trafik kazasında, kimimiz ise çocuğumuz eve geç geldiğinde ya da benzer durumlarda kaygı (anskiyete) duygusunu daha önce de yaşamıştır” diyen Uzm. Klnk. Psk. Korkut, salgının hâlâ devam etmesinin yanı sıra, sonbaharın gelişiyle iş ve okul ortamına dönüşün, havaların soğumaya başlamasının da insanlardaki kaygı katsayısını artırabileceğine dikkat çekti.
Kaygı, kişinin dış dünyasından veya iç dünyasından gelen bir uyaranla karşılaştığında yaşadığı, gerginlik duyguları (gerçek dışılık hissi, kontrolünü yitirme hissi, sersemlik…) endişeli düşünceler ve artan kan basıncı, çarpıntı, boğulma hissi gibi fiziksel değişiklikler ile karakterize doğal bir duygudur. Değer verdiğimiz şeyler yok olduysa veya yok olma tehlikesi altındaysa kaygı hissederiz. Bu da çok doğal bir duygudur. Depresyon süresinde istanbul travesti bir şekilde uygun bir yöntemle bunu yenmeyi başarıyor.