Türkiye’de de daha 1975’te yayınlanan kitaplarda mastürbasyon bir “cinsel sapkınlık” olarak anlatılıyordu. Erkeklerde fiziki bakımdan kuvvetsizlik, evliliğe uyamama, zeka geriliği oluşacağı, kadınlarda ise cinsel zevke kendi kendine erişen bir kızın bu duruma başka bir şekilde varmayı yadırgayacağı, evlilik birleşmesinden zevk almayacağı ileri sürülüyordu.
Bugünkü tıbbi seksoloji bilgilerimiz bu iddiaların çürümüş olduğunu göstermektedir. Tıbbi seksolojinin önde gelen isimlerinden Hartmann ve Fithian’m 1960’Iı yıllardan ve Masters ve Johnson’m 1970’li yıllardan beri mastürbasyonu, özellikle travesti de orgazm bozukluklarında bir tedavi yöntemi olarak başarıyla kullanmaları bu yeni görüşün gerçekçiliğini ortaya koymaktadır.
Gözlediğimizde birkaç aylık bebeklerin bile cinsel organlarını keşfettiklerini ve 2 yaşından sonra cinsel organlarıyla oynamaktan zevk duyduklarını saptıyoruz. Çocukların bu tabii cinsel davranışı çoğu kere anne-babanm veya bir aile büyüğünün çocuğu cezalandırması veya en azından azarlaması ile son bulur. Erginlik döneminde çocuk bedeninin gelişmesi ve cinsel dürtülerinin artması ile ailede işlenen “ayıp yerler” ve “ayıp bir davranışın” suçluluğu altında mastürbasyona devam eder.
Suçluluk duygusuna kapılmayın !
Bu durum kızlarda da erkeklerde olduğu gibidir. Suçluluk duygusundan başka bir de kulaktan dolma yanlış bilgiler nedeniyle birçok genç korkulara kapılarak bocalar. Erginlik çağındaki mastürbasyon genelde cinsel yaşamın başlangıcının geçici bir alışkanlığı niteliğindedir. Aynı zamanda cinsel birleşmeye yönelmeden önceki dönemin cinsel dürtülerinin doyuma ulaşması için en basit, fazla abartılmaması gereken bir çözümüdür.
Ancak yirmi yaşın üstünde mastürbasyonun, cinsel ilişki gereksinmesinin yerini alması biyolojik ve ruhsal açıdan insanın normal kabul edilen cinsel davranışına ters düşmektedir. Bu konudaki en önemli araştırmalardan biri olan Kinsey’in araştırmalarına göre 20 yaşına gelmeden erkeklerin %92’si, kadınların %33’ü kendi kendini uyararak doyuma ulaştıklarını belirtiyorlar. Daha sonraki yıllarda yapılan araştırma sonuçlarına göre, 13-15 yaşlarındaki kızların %30’unda, erkeklerin %43’ünde, 16-19 yaşlarındaki kızların %42’sinde, erkeklerin %70’inde kendi kendini uyarma alışkanlığı görülüyor.
Burada önemli olan, gencin mastürbasyon yapmasının saplantı haline gelmesi sorun yaratır. Yani genç karşı cinse yöneleceğine, saplantı halinde sırf kendi kendine doyumla cinselliği yaşamaya başlarsa sorunlar oluşabilecektir.Kırsallarda mastürbasyona 31 çekmek yada Asılmak gibi kavramlar eklenmiştir.
Uyarılmış klitorisin şematik kesiti; Klitorisin başı ve içerde adaleler arasında yerleşmiş olan, dıştan görülmeyen yapısı ve uyarımda kanla dolup genişleyen damarlar.
Orgazmı Kolaylaştırmak İçin Bunları Yapın
Bunlar sırasıyla; 1- Uyarım, 2-Gerilim, 3- Doyum, 4- Gevşeme.
Bu olaylar sırasında üç önemli fizyolojik olay görülür: genital organlarda kan toplanması, kaygan sıvı salgılanması ve adale kasılmaları.
1- Uyarım ;
Uyarım beyne gider. Beyinden kalkan ve omurilikten çıkan uyan sonucu iç ve dış dudaklar ve bızıra kan gelir. Ve bu kısımların şişip renk değiştirmesine neden olur. Dış dudaklar yanlara doğru çekilerek dölyoluna girişi kolaylaştırır. Bu organlar dokunmaya, cinsel uyanma artık çok duyarlı bir hale gelmiştir. Memelerin uçlan sertleşir ve memeler tümüyle büyürler. Dölyolu duvarlarından kayganlaştincı bir sıvı salgılanır. Solunum hızlanmış, nabız sayısı yükselmiştir. Uyarımın arttığı bir sırada dölyatağı dikilir ve çadır fenomeni dediğimiz dölyolunun üst kısmının genişlemesi görülür. Ayrıca “sex flash” denilen derinin kırmızılaşması göze çarpar.
2- Gerilim ;
Cinsel doyumdan başka bir şeyle artık kişinin pek ilgilenmediği, cinsel hazza ulaşmak için uğraşılan bir devredir gerilim. Çeşitli aşk oyunlan ile fiziksel ve duygusal bütünleşmeye yönelinir. Dölyolunun 1/3’lük giriş kısmı gerilim sırasında kamışı kavrayıcı bir şekilde daralır. Orgazmik manşet dediğimiz, adaleler orgazm kasılmasına geçişe hazırdırlar. Bu salgılar aygıtlarla yapılan ölçümler sonucu saptanmıştır.
Bu gerilim safhası doyuma ulaşabilmek için çok önemlidir. Eğer gerilim süresi ve niteliği kadının gereksinmesine uygun değilse, şişli travestileri orgazma ulaşamayacaktır. Daha önce değindiğim gibi orgazm öğrenilebilen bir reflekstir. Bu nedenle orgazma ulaşmak için kadının çaba göstermesi, kendini tutup kasmaması gerekir.
3- Doyum (Orgazm) ;
Gerilimin sonunda, kadın denetleyemediği ve denetlemek istemediği gerilimin kendini aştığını hisseder. Orgazmın tarifi çok zordur. Genelde şu şekilde algılanır: Kadının leğen boşluğu derinlerinde dölyolunun orgazm manşeti denilen bölümünde birbirini takip eden kasılmalarla kendini belli eder. Sanki bir silkinme nöbeti gibi olur. Orta dereceli bir orgazmda travesti 3-5, kuvvetli bir orgazmda 8-12 kere kasılma hisseder.
Başta karın bölgesi kasları olmak üzere hepsi kasılır. Makat çevresi adalelerinde de şiddetli kasılmalar olur. Bu kasılmalarda beyinden salgılanan oksitosin (oxytocin) ve prolaktin hormonunun etkisi olduğu son yıllarda ortaya konmuştur. Kadında orgazma ulaşmaya, Türkçe’de gelme denir. Bu “gelme” erkekteki boşalmaya uyar. Fakat her kadın ve erkeğin her cinsel birleşmede aynı zamanda orgazma ulaşması mümkün değildir.
Kadının “gelme”si sırasında kadından da bir sıvı (ejakulat) gelir. Bu 0-50 ml arasındadır. Fakat pek çok kadın bunun farkında değildir. Ancak bu sıvı çok miktarlarda salgılandığında dikkati çeker. Kadından gelen sıvı (ejakulatı) idrar yolu deliğinin her iki yanındaki iki ufak skene bezi adı verilen salgı bezinden kaynaklanır. Bu gelme sırasında çıkan sıvıyı tıp tarihinde ilk defa ünlü Türk hekimi İbni Sina (980-1037) “El-Kanun Fit Tıp” adlı önemli yapıtında “inzal” sözcüğü ile açıklamıştır.
4- Gevşeme ;
Cinsel dürtü ve istekler doyuma ulaştıktan sonra bir gevşeme, bir rahatlama görülür.
Orgazmla ilgili pek çok yapılmış istatistik pek çok veri var. Ülkemizde Söz gazetesinin yaptığı bir araştırmanın verilerini sunuyorum.
Bu verilerin tümüyle Türkiye’deki yaşamı yansıttığma inanıyorum. Gelen mektuplardan, hasta ve çevresindeki aynı sorunu olan orgazm ola-‘ mayan kadınların yakınmaları değerlendirildi-j ğinde bu cinsel sorunun daha büyük boyutlarda olduğu izlenimi doğuyor. Ankete katılan kadınların profili şöyle: %33’ü 22-25 yaş arası, %32’si 26-30 yaş arası, %14’ü 31-35 yaş arası, geri kalan / grup ise 35 yaşın üstünde. Eğitim durumları da şöyle: %49’u üniversite mezunu, %32’si lise mezunu, %12’si üniversite üstü eğitim görmüş, %7’si ise ortaokul mezunu. Anketimize katılan kadınların tümü çalışıyor, %51’i bekâr, %34’ü evli, %15’i ise dul.
Orgazm Taklidi Yaptınız’mı ?
“Orgazm oluyor musunuz?” sorusunu, kadınların %48’i “Evet, çoğunlukla”, %38’i “Evet, bazen” diye yanıtlıyor. Kadınların %3’ü hiç orgazm olmadığım söylerken, %14’ü bu soruyu yanıtsız bırakıyor. “Orgazm taklidi yaptınız mı?” sorusunu “Hayır, yapmadım” diye yanıtlayanlar çoğunlukta. Kadınların %29’u ise orgazm taklidi yapıyor. %67 oranında kadın vaginal ve klitoral orgazmın ayrı doyum yollan olduğunu savunuyor. Kadınların %12’si bu soruyu yanıtlamıyor. Vaginal birleşmeden kadınlann %59’u fiziksel, %32’si psikolojik zevk aldığım açıklıyor, geri kalanlar soruya yanıt vermiyor.
Kadınların %39’u klitorisin uyarılmasıyla, %20’si ise birleşme sırasında doyuma ulaşıyor. %13’ü oral, %8’i anal seksle orgazm oluyor. Kadmlann %54’ü oral, %30’u da anal seks yaptığını söylüyor. Oral seksi zevk alarak yapan kadm oram %87. kadınlardan %56’sı isteyerek, %19’u da istemeyerek anal seks yaptıklannı belirtiyorlar. Kadınlar cinsel ilişki sırasında eşlerinden nasıl davranışlar bekliyorlar? %34’ü erkeklerle yumuşak, sevecen ve yavaş sevişmek yanlısı, erkeğin sert olmasını isteyen şişli travesti sayısı ise oldukça düşük. 100 kadından sadece 9’u sertliği ederken, kadınlar hızlı sevişmelerden hoşlanmadıklarını da söylüyorlar.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.